Arama için buraya yazın...

GENEL BAŞLIKLAR

Saturday, 9 September 2017

Dini Terimlerin Türkçeleri (2)


Dini Terimlerin Türkçeleri (2)

Bugün ‘imaan’ sözcüğü ile ilişkili olan diğer sözcüklere değineceğiz. ‘iman’ sözcüğü ‘a-m-n’ (alif-mim-nun) harflerinden türemiştir. Bu kökten türeyen sözcükler sırasıyla ‘amn(ar): korunma, güvenlik’ ve ‘amuna(ar): inançlı olmak, güvenilir olmak, dürüst olmak ve güvende olmak’ anlamlarına gelir. Dilimizde bu kökten olan üç kullanım vardır. Bunlardan birincisi ‘emin’ sözcüğüdür. İkincisi ‘aman vermeyen hastalık’ söz dizisindeki anlamıyla kullanım diğeri ise dualardan sonra söylenen ‘aamiyn’ sözcüğüdür ki ‘aamiyn’ ingilizcede de ‘amen’ olarak kullanılmaktadır.

‘amaan(ar)’ sözcüğü genellikle son kök harfden önce ‘aa’ vurgusu olan sözcüklerin anlamlarında olduğu gibi ‘güven olan, barış olan, güvence ve dışında tutulma’ anlamlarına gelir. ‘Aman, yeter artık!’ dediğinizde güvende, huzurda olmak isteğinizi dile getiriyor olursunuz. ‘Aman vermeyen hastalık’ size güvende olma fırsatı tanımayan hastalıkdır.
‘aaman(ar):‘inanan, güvenen’ anlamındadır.
‘amiin(ar)’ ise son kök harfden önce ‘ii’ vurgusu olan sözcüklerde olduğu gibi ‘güven sahibi, barışdolu, barış sahibi, güvence sahibi, inanç sahibi, güvence veren’ anlamlarına gelir ki Türkçede kullanılan ‘emin’ sözcüğü ile de eş anlamlıdır.

Şimdi ‘aamiin(ar)’ sözcüğüne baktığımızda aslında yukarıda verilen ‘aaman(ar)’ ve ‘amiin(ar)’ sözcüklerinin birleşimidir. Yani ‘aamiin’ dediğimizde aslında ‘inanan ve inanç sahibiyim, güvenen ve güven sahibiyim’ demiş oluyoruz. Bunu şuradan da anlıyoruz; ‘mu’min(tr)’ yine aynı kökten türemiştir ve ‘inancı olan yada inanır’ anlamına gelir. Ama aynı zamanda ‘barışı olan, güveni olan’ anlamını da içermektedir. Burada ‘güveni olan’ olan demek sadece kendine değil çevresine de güveni olan anlamındadır yani kendine güvenen ve güvenilir olan.
‘iimaan(ar):imaan(tr) ise 'inandırtma’ anlamına gelmektedir.

Şimdi sanırım herkesin kafası karışmıştır çünkü anlamını bilmeden kullandığımız sözcüklerin kendi dillerinde nasıl kullanıldıklarını bilmek ve bir harf değişikliği ile anlamının nasıl değiştiğini görmek tabi ki şaşırtıcıdır. Ancak biz şunu akılda tutalım yeter, bu sözcükler ‘inanç, güven’ kelimelerinden doğmuştur. Aslına bakarsanız inanmak güvenmek demek; güvenmek de bilmek demekdir.

‘Mü’min kardeşlerim’ denildiğinde bilin ki kişi size ‘inancı olan kardeşlerim’ diyordur. Peki neden ‘inanan’ değil de ‘mü’min’ diyor! Sanmayın ki Allah sizin dilinizi bilmiyor ve sizi anlamayacaktır, yada sanmayın ki Allah kutsal kitabı sadece araplara indirmiştir. Hani Kuran, Kutsal Kitap evrenseldi. (Bu yapılan aslen ‘şekilciliktir’ ve ‘şekilcilik’ Kuran’da Allah’ın yapmayın dediği birşeydir). Allah gerçekte tabi ki kitabı indirmemiştir. Kitap Cebrail vasıtası ile Peygamberimiz Muhammed’in aklına yazılmıştır. O’da aklından insanlara aktarmış ve böylelikle Allah’ın Kutsal Kitabı Kuran yazılmıştır. Peki biz bu kitabı ve içindekileri nasıl bileceğiz. Peki biz bırakın bu kitabı, kendi inancımızı başkalarına nasıl anlatacağız? Onları nasıl bu dine davet edeceğiz? Bizim hoca böyle söylüyor mu diyeceğiz? Peki hani dinimizde Allah ile kul arasında hiçbir kişi yok idi, ruhban sınıfı yok idi. Tanıştığım birkaç arap arkadaşım ‘siz müslüman değilsiniz’ demişti. Demek istedikleri ‘inancınızı yani dininizi bilmiyorsunuz’ demekti. Evet şimdi görüyorum ve arapçasını okudukça türkçeden anlıyorum ki evet biz az biliyormuşuz (bilenler bunun dışındadır). Çünkü bir önceki yazımızda anlatmış olduğumuz ‘müslüman’ kelimesinin anlamını biliyor olsaydık sanırım hayata daha farklı bakardık. 

İnanıyoruz ancak inancımız hocaların dilinin ucunda. Arapça dua okuyoruz ama ne dediğimiz bilmiyoruz. Ama niyetimiz şüphesiz iyi, Allah için dua ediyoruz; bir de anlayarak dua etsek. O zaman okuduklarımızın Allah’ın sözleri olduğu ve Allah’ın bizim ile konuşuyor olduğunu düşünmez miydik? Allah bizimle, kullarıyla Kitabı aracılığı ile konuşmuyor mu? Ama sen ya hiç anlamıyorsun, ya hocan kadar anlıyor yada tam anlayamıyorsun ve şekilcilik yapıyorsun!!! Bizleri hep uyuttular ve dediler ki bu dili kimse anlayamaz, ancak ilmini almak lazım. Bir harf bile çok önemlidir. Peki türkçede bir harf önemli değil mi? Hayır, içine girince göreceksiniz ki Kuran dili tamamen arapçadır. Sadece sözcükler ve bağlaçlar bitiştirilmiştir ve biraz dile hakim olunca nereden ayıracağınızı anlayabilirsiniz. Artık her inanırın elinde Kuran dilini anlayacak bilgi ve belge mevcuttur. Bunları kullanarak bu tam çeviriyi yapmayanlar yada okumayablar ise kendi bildiklerinden sorumludurlar.             

No comments:

Post a Comment

Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan iletebilirsiniz.
Yada anlaveinan@gmail.com adresine gönderebilirsiniz. İletileriniz paylaşılmasını istemediğiniz durumlarda yayımlanmayacaktır.

Beğenilenler