‘Dini Terimlerin
Anlamları’ olarak değil de ‘Dini Terimlerin Türkçeleri’ olarak bir başlık
attım. Çünkü biz burada terimlerin anlamlarını vermeyi değil arapça kelimelerin
türkçe tam karşılıklarını bulmayı amaçlıyoruz.
Burada ve bundan
sonra sitemizde bulacağınız sözcük anlamları tümü arapça-ingilizce sözlüklerden
bulunmuştur. Neden arapça-türkçe değil? Çünkü ingilizce dil olarak arapçadan
terimsel olarak çok sözcük almamıştır. İngilizce ve avrupa dilleri İncil ile tanıştıktan
sonra dini konularda terimler türetmiş ve Kuran-ı Kerim indirildikten sonra çevirilerinde
arapça terimlere karşılık gelen ingilizce sözcükleri kullanmışlardır.
İngilizcenin teknik dil altyapısı gelişmiş olduğundan bunu gerçekleştirmeye
olanak sağlamıştır. İngilizce anlamda birlik esasına göre sözcük üretirken
türkçe’de sözcükte birlik vardır. Örnegin ‘içmek’ ve ‘yüzmek’ kelimelerini ele
alalım. ‘İçmek’ sözcüğü eylemler birbirinden farklı olsa türkçede hem ‘su
içmek’ hem de ‘sigara içmek’ için kullanılır. İngilizce’de her iki eylem için
ayrı sözcükler kullanılmaktadır. Benzer olarak ‘yüzmek’ kelimesi hem ‘deri
yüzmek’ hem de ‘denizde yüzmek’ için kullanılmaktadır. Oysa ki ingilizcede bu
eylemler için farklı sözcükler kullanılmış ve bu da ingilizcenin terimsel
olarak zenginleşmesine yol açmıştır.
İnsanlar
karşılarındakinin bilmediği yada genelin bilmediği terimler kullanmanın
kendilerini ayrıcalıklı gösterdiklerini düşünüyor olabilirler. Bir süre yurtdışında
kalınca aklıma türkçe kelime gelmiyordu ve ben de ingilizcesini kullanıyordum. Tabi
karşımdakinin ingilizce bildiğini bildiğimden. Eğer bilmiyorsa susup
düşünüyordum ayıp olmasın diye. Ancak dini terimler ile durum tamamen
farklıdır, bu terimler sembolleşmişlerdir. Siz bu sembolleri taşıyorsanız
yada biliyorsanız onlardan olursunuz, bilmiyorsanız farkınız ortaya çıkar
yabancı olursunuz, hatta dinsiz olursunuz bazılarına göre. Oysa ki inanç sahibi olmak insanlar ile ortak noktada
buluşmak ve birlikte yükselmeyi gerektirir. Allah inancının sembolü insanların
yüzündeki ışıktır. Başka bir sembole gerek mi var? Biz de istiyoruz ki artık
arapça sembollerden kurtulalım, söylediklerimizi ve okuduklarımızı anlamaya
başlayalım.
Dikkatinizi
çektiyse, başlığımızı ‘din’ terimini kullanarak yaptık çünkü inançları kapsayan
en temel sözcük budur. Türkçede yerleşmiş olan ‘din’ arapçada ‘diyn’ olarak
yazılır (bkz Arapça alfabe)
ve ‘inanç’ anlamındadır. Yani size dininizi soran bir kişi neye inandığınızı
soruyordur. Bu sorunun cevabı ise ‘ben müslümanım’ değil ‘ben Allah’a inanıyorum’
olmalıdır. ‘diyn’ sözcüğü bu anlamı ile tüm inançları kapsar. Faatiha:açılış bölümünde 'yavmi ad-diyni' yani 'inancın günü' denir ve tabi ki tüm inananlardır konu edilen. Kuran'da her bölümde tüm inananlara seslenir aslında.
‘İslam’ sözcüğüne
gelince, bu sözcük ‘s-l-m’ kökünden türetilmiş olup arapça ‘islaam’ olarak
yazılmaktadır. ‘islaam’ ‘boyun eğmek, kendini sunmak, uymak, uzlaşmak’
anlamlarına gelmektedir. Aynı kök türeklerine bakacak olursak ‘tasliim’ yani
‘teslim’ sözcüğü ‘devretmek, geri vermek, teslim olmak (başkasına kendini
bırakmak yada pes etmek), ulaştırmak’ anlamlarını taşımaktadır. Ancak en
çarpıcı sözcük ‘salaam’ sözcüğüdür ki ‘sağlıklı olma, parçalı olmamak (tek
olmak), eksiksiz, zarar görmemiş’ anlamlarına gelir. ‘salaam’
dilimize ‘selam’ olarak geçmiştir ve en yakın anlamı ‘birisini karşılarken
yapılan işaret’ olarak alınabilir. ‘salima’ yani dilimize ‘selime’ olarak
olarak geçen sözcük ise ‘salaama ve salaam’ sözcüklerinin türetildiği eylem durumudur. ‘salm’ ‘barış’ demektir. Önemli bir dini terim olarak Türkçede yer alan
‘müslüman’ kelimesi yine ‘s-l-m’ kökünden türetilmiştir. Arapçada ‘mu-‘ ön eki
kendisinden sonragelen kelimelere ‘olan’ anlamı verir ve sözcüğü kişileştirir.
Yani ‘muslim(ar):müslüman(tr)’ ‘boyun eğmiş olan, uzlaşmada olan, kendini
sunmuş olan’ anlamlarına gelir. Coğul ‘muslimuvn(ar):müslümanlar(tr)’.
Hazır sözlükte
sırası gelmişken ism(ar):isim(tr) sözcüğüne bakalım. Tekil ‘ism’ olarak ve
çoğul ise ‘asmaae’ olarak yazılır ve ‘ad, ünvan, nitelik’ anlamlarına gelir.
Türkçede kişi adı olarak da kullanılan ‘esma’ bu sözcükten türemiştir ve
‘isimler anlamına gelir. Dilimizde neredeyse dini terim olarak kabul edilen
‘Esma-ül hüsnaa’ ise farsçadır ve
arapçada da ‘al-asmaae al-Husnaa’ olarak yazılır. Belirtili ön ad tamlaması olan bu tümleç Allah’ın 99 ismi için
kullanılır. 'Husnaa' Hasana:H-s-n kökünden türetilmiştir ve 'Hasana' eylem olarak 'güzellemek' anlamına gelir. Hasan:güzel, Husn:güzellik ve 'Husnaa' ‘güzellik içeren’ anlamına gelir. Bu durumda ‘Esma-ül Hüsnaa’ yerine ‘Güzellik içeren'in İsimleri’ yada ‘Allah’ın nitelikleri’ demek
yeterli olur sanırım.
No comments:
Post a Comment
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan iletebilirsiniz.
Yada anlaveinan@gmail.com adresine gönderebilirsiniz. İletileriniz paylaşılmasını istemediğiniz durumlarda yayımlanmayacaktır.