Bu bölümde tapınma (yani Tanrı'ya kulluk eylemi) sırasında kullandığımız sözcüklerin ve sözlemlerin Türkçeleştirilmiş anlamlarını sırasıyla bulabilirsiniz.
Tüm yazılarımızda olduğu gibi burada da Arapça kullanılan sözcüklere tam karşılık olabilecek Türkçe sözcükler kullanılmıştır. Bu yazımızda istenilen tapınma sırasında tam olarak ne söylediğimizi anlayıp bilmek ve bilerek 'Doğrulama' yapabilmek.
Namaz sırasında suureler dışında söylenenler Kuran'a ait değildir, ve sonradan eklenmiştir (Subhanaka dahil). Eğer Peygamberimiz bu sözlerin tamamını söylüyor olsaydı at-taHiyyaatu, allaahumma Salli ve allaahumma baarik dualarında olduğu gibi kendi adı üzerine de dua etmiş olacaktı. Kaynaklar Allahumma Salli ve allahumma baarik dualarının Sii'ler tarafından okunan dualardan olduğunu belirtiyor. Açıktır ki bunlar Peygamberimizi anmak için müslümanlar tarafından kabul görmüş ve konulmuş dualardır (Sünnet olarak kılınan namazlar yada yapılan diğer eylemlerde olduğu gibi).
Tüm yazılarımızda olduğu gibi burada da Arapça kullanılan sözcüklere tam karşılık olabilecek Türkçe sözcükler kullanılmıştır. Bu yazımızda istenilen tapınma sırasında tam olarak ne söylediğimizi anlayıp bilmek ve bilerek 'Doğrulama' yapabilmek.
Namaz sırasında suureler dışında söylenenler Kuran'a ait değildir, ve sonradan eklenmiştir (Subhanaka dahil). Eğer Peygamberimiz bu sözlerin tamamını söylüyor olsaydı at-taHiyyaatu, allaahumma Salli ve allaahumma baarik dualarında olduğu gibi kendi adı üzerine de dua etmiş olacaktı. Kaynaklar Allahumma Salli ve allahumma baarik dualarının Sii'ler tarafından okunan dualardan olduğunu belirtiyor. Açıktır ki bunlar Peygamberimizi anmak için müslümanlar tarafından kabul görmüş ve konulmuş dualardır (Sünnet olarak kılınan namazlar yada yapılan diğer eylemlerde olduğu gibi).
NAMAZ: Salaa*t: : Tapınma
S-l-ö: sala*t: Tapınma
S-l-v-ö: Salava*t: Tapınmalar
S-l-v-ö: Salava*t: Tapınmalar
S-l-v:
Salava: Tapınmak
NİYET: niyya*t: AMAÇ
n-y-*t: niyya*t:isim: (niyyaat:çoğul) amaç, erek, istek,
SÜBHANEKE: subHaanaka
s-b-H:sabaHa:yüzmek; subh, yüzme, ilerleme
اللَّهُمَّ سُبْحَانَكَ
وَبِحَمْدِكَ
اسْمُكَ وَتَبَارَكَ
جَدُّكَ وَتَعَالَى
وَلاَ إِلَهَ غَيْرُك
اسْمُكَ وَتَبَارَكَ
جَدُّكَ وَتَعَالَى
وَلاَ إِلَهَ غَيْرُك
subHaanaka allaahumma
va bi Hamdika
ve tabaarakasmuka
ve taeaalayi jadduka
ve laa 'ilaha gayruka
Allahımız ilerleyişi senin
ve övgün ile senin
ve kutsaştırdığı ad senin
ve ululaştırdığı ata senin
ve yoktur dışında tanrı senin
subHaanaka / allaahumma İlerleyişi sana Allahımız
ilerleyiş sen, sana, senin / Allahımız
Sözlükte 'sabaHa' için 'sabaHa: yüzmek, yayılmak, dalga gibi her yönde ilerlemek' anlamı verilmektedir. Bu sözcüğün Arapça tam karşılığını bulamadım.
Ancak 'sabaHa-yüzmek, 'sabHa-yüzme' anlamındadır.
Araştırmalarıma göre sona getirilen '-aan' eki isim fiil türetmek için kullanılmakta. Yani en iyi tahmin ile 'subhaan-yüzüş, ilerleyiş' anlamına gelmektedir diyebiliriz. Son olarak 'subHaan' sözcüğüne getirilen 'a' eki ya yönelme anlamı vermektedir yada '-ka' ekine uyumlama için konulmuştur. Bu durumda 'subHaana:ilerleyiş, yüzüş yada ilerleyişi, yüzüşü' anlamını alır. Şunu da belirtmeliyim ki incelediğim kadarı ile '-aan' eki ile türetilen sözcük aynı zamanda süreklilik yada ardışıklık ifade ediyor.
Anlamını bulmakta ve açıklamakta en çok zorlandığım kelimelerden bir tanesidir. Her ne kadar çevirilerde Allah'ın anlamını bilmedikleri sıfatlarına hep yüceltme ile ilgili bir anlam yükleseler de sözcüklerin gerçek anlamlarına yönelmek daha doğrudur.
Yukarıdaki tüm açıklamaları kullanarak "subhaana" sözcüğü için şu anlama varabiliriz. Havadaki yada sudaki bir dalga gibi evrende her doğrultuda genişleyerek ve kendini tekrarlayarak ilerleyiş, yayılış, belirli bir doğrultuda ilerleyişdir)
Sözlükte 'sabaHa' için 'sabaHa: yüzmek, yayılmak, dalga gibi her yönde ilerlemek' anlamı verilmektedir. Bu sözcüğün Arapça tam karşılığını bulamadım.
Ancak 'sabaHa-yüzmek, 'sabHa-yüzme' anlamındadır.
Araştırmalarıma göre sona getirilen '-aan' eki isim fiil türetmek için kullanılmakta. Yani en iyi tahmin ile 'subhaan-yüzüş, ilerleyiş' anlamına gelmektedir diyebiliriz. Son olarak 'subHaan' sözcüğüne getirilen 'a' eki ya yönelme anlamı vermektedir yada '-ka' ekine uyumlama için konulmuştur. Bu durumda 'subHaana:ilerleyiş, yüzüş yada ilerleyişi, yüzüşü' anlamını alır. Şunu da belirtmeliyim ki incelediğim kadarı ile '-aan' eki ile türetilen sözcük aynı zamanda süreklilik yada ardışıklık ifade ediyor.
Anlamını bulmakta ve açıklamakta en çok zorlandığım kelimelerden bir tanesidir. Her ne kadar çevirilerde Allah'ın anlamını bilmedikleri sıfatlarına hep yüceltme ile ilgili bir anlam yükleseler de sözcüklerin gerçek anlamlarına yönelmek daha doğrudur.
Yukarıdaki tüm açıklamaları kullanarak "subhaana" sözcüğü için şu anlama varabiliriz. Havadaki yada sudaki bir dalga gibi evrende her doğrultuda genişleyerek ve kendini tekrarlayarak ilerleyiş, yayılış, belirli bir doğrultuda ilerleyişdir)
va / bi / Hamdika ve övgün ile senin
ve / ile / H-m-d:adeylem:övgün-sen, sana, senin
va / tabaaraka / ismuka
ve kutsaştırdığı ad senin
ve / kutsaştırdığı / ad-senin
(b-r-k:E6,geçmiş zaman,sıfat eylem: kutsamak eyleminden:E6 tabaaraka:3.tekil eril: kutsaştırdığı)
(b-r-k:E6,geçmiş zaman,sıfat eylem: kutsamak eyleminden:E6 tabaaraka:3.tekil eril: kutsaştırdığı)
va / taeaalayi / jadduka ve ululaştırdığı ata senin
ve / ululaştırdığı / ata-senin
(e-l-w:e-l-y:E6,geçmiş zaman,sıfat eylem: ululamak, yücemek eyleminden: E6:taeaalayi:3.tekil,eril:karşılıklı olarak yücemek, yüceşiyordur, ululaşıyordur)
va / laa / 'ilaha / gayruka ve yoktur tanrı dışında senin
ve / yoktur / tanrısı / dışında-senin
,
,
FATİHA: faatiHa*t: açış
بِسْمِ الله الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
بِسْمِ الله الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
الْحَمْدُ للّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ
مَالِكِ يَوْمِ الدِّينِ
إِيَّاكَ نَعْبُدُ وإِيَّاكَ نَسْتَعِينُ
اهدِنَا الصِّرَاطَ المُستَقِيمَ
صِرَاطَ الَّذِينَ أَنعَمتَ عَلَيهِمْ غَيرِ المَغضُوبِ عَلَيهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ
bismillaahir raHmanir raHiymi
alHamdu lillaahi rabbil eaalemiyna
arrahmanir raHiymi
maaliki yavmid-diyni
'iyyaka naebudu ve 'iyyaaka nastaeiyn
ihdinaaS SiraaTal mustaKiym
SiraaTa allaziina eaneamta ealayhim gayri al-magDuubi ealayhim ve laa aD-Daalliin
Hoşgörü_Erki Hoşgören Allah’ın adı ile
Övgü Bilinenler'in egemeni Allah'ın
Hoşgörü_Erki Hoşgören'nin
İnanç günü iyesinin
seninle kul_oluyoruzdur ve seninle bir_olunmasını_istiyoruzdur
yön_ver bize Kılınması_istenen Yola,
yola ki_onların kolaylaştırdın üzerlerine, Kızılan dışındakiler üzerine ve Sapmayanlara
alHamdu lillaahi rabbil eaalemiyna
arrahmanir raHiymi
maaliki yavmid-diyni
'iyyaka naebudu ve 'iyyaaka nastaeiyn
ihdinaaS SiraaTal mustaKiym
SiraaTa allaziina eaneamta ealayhim gayri al-magDuubi ealayhim ve laa aD-Daalliin
Hoşgörü_Erki Hoşgören Allah’ın adı ile
Övgü Bilinenler'in egemeni Allah'ın
Hoşgörü_Erki Hoşgören'nin
İnanç günü iyesinin
seninle kul_oluyoruzdur ve seninle bir_olunmasını_istiyoruzdur
yön_ver bize Kılınması_istenen Yola,
yola ki_onların kolaylaştırdın üzerlerine, Kızılan dışındakiler üzerine ve Sapmayanlara
bi-smi / al-llaahi / ar-raHmani / ar-raHiymi Hoşgörü_Erki Hoşgören Allah’ın adı ile
ile-adı / Allah'ın / hoşgörenin / Hoşgören'in
raHima (r-H-m):hoşgörülü olmak
raHm:şefkat, hoşgörü
K2 ve K3 arasında -iy genelde ‘sahip’ anlamında sözcük türetmek için kullanılıyor ancak 'sahip' arapça olduğundan 'Erk' sözcüğünü kullanacağız.
Erk:her istediğini yapabilme gücü
Sözcük sonlarındaki –i nesnel durum ekidir. Ön ad tamlamasını gösterir
Şefkat veya merhamet
arapça kökenli sözcükler olması nedeniyle ‘Anlayış,
hoşgörü’ sözcüklerini kullanacağız.
"ismi Allaahi: Allah'ın adı" ad tamlaması ve "ar-raHmani ar-raHiymi: Hoşgören hoşgörüsü" ön ad tamlamasıdır.
al-Hamdu / li / allaahi / rabbi /al-eaalamiyna Övgü Bilinenlerin egemeni Allah'ın
al-Hamdu / li / allaahi / rabbi /al-eaalamiyna Övgü Bilinenlerin egemeni Allah'ın
(o) Övgü / için, -a / Allahın / Egemenin / (o) bilinenlerin
ar-raHmani / ar-raHiymi Hoşgörü_Erki Hoşgören'in
hoşgörüsü / hoşgören'in (ön ad tamlaması)
maaliki /yavmi /ad-diyni / İnanç günü iyesinin
Bu kısmın tamamı ad tamlamasıdır
Bu kısmın tamamı ad tamlamasıdır
malaka: id kökünden edinmek eylem anlamına yakın bir anlam taşır
milk: varlık, edi anlamı taşır
maalik: varlık sahibi, iye
iyesinin / gününün / (o) inanç'ın
milk: varlık, edi anlamı taşır
maalik: varlık sahibi, iye
iyesinin / gününün / (o) inanç'ın
yavmi ad-dayni: inanç günü (ad tamlaması)
d-y-n: inanç
d-y-n: inanç
'iyyaaka / naebudu / ve /'iyyaaka / nastaeinu seninle kul_oluyoruzdur, ve seninle bir_olunmasını istiyoruzdur
...ile - sen, sana, senin / e-b-d:E1,sürekli:1çe:kul oluyoruzdur / ve / ...ile - sen, sana, senin / e-y-n:bir olmak:E10,sürekli,etken:1çe:bir_olunmasını istiyoruzdur
ihdinaa / aS-SiraaTa / al-mu-st-aKiyma / Yön ver bize Kılınması_istenen Yola
h-d-y:E1,emir,etken:2te:yön ver bize, rehberlet bizi / (o) Yola / (o) Kılınması_istenen
aS-SSiraaTa al-mustaKiyma ön ad tamlamasıdır.
(al-mustaKiym: mustaKiym 'Doğru Olan' olarak çevrilse de bu sözcük iki ön ek ile K-w-m harflerinden türetilmiştir.
Kawam: kılmak, yerleşmek, durmak
Kawiim: yerleşen, duran
Mu- eki "olan" anlamı verirken ist- eki de "istemek" anlamı verir. Yani "mu+ist =must: isteniyor olan, istenen" anlamına gelir.
(al-mustaKiym: mustaKiym 'Doğru Olan' olarak çevrilse de bu sözcük iki ön ek ile K-w-m harflerinden türetilmiştir.
Kawam: kılmak, yerleşmek, durmak
Kawiim: yerleşen, duran
Mu- eki "olan" anlamı verirken ist- eki de "istemek" anlamı verir. Yani "mu+ist =must: isteniyor olan, istenen" anlamına gelir.
SiraaTa / alladiyna / 'aneamta / ealayhim / gayri / al-ma-gDuubi /ealayhim / va / laa / aD-Daalliyna
Yola ki_olanların kolaylaştırdın üzerlerine, Kızılan dışındakiler üzerine ve Sapmayanlara
yola / ki_olanların / n-e-m:E4,geçmiş zaman:2. tekil eril:kolaylaştırdın / üzerine-onlar / dışında / (o) Kızılan / üzerine-onlar / ve / değil / (o) sapanlara
ilerleyiş / egemenime, / (o) Yücenin
kimi övdü o, duydu Allah
samiea /allaahu / li / man / Hamidahu
samiea /allaahu / li / man / Hamidahu
övgü sanadır Egemenimiz
rabbanaa / laka / al-Hamdu
rabbanaa / laka / al-Hamdu
egemenimize / sanadır / (o) övgü
ilerleyiş / egemenime / (o) Ulunun
ETTAHİYYATÜ: at-taHiyyaatu: anışlar
attaHiyyaaöu lillaahi vaS Salawaaöu vaT Tayyibaaöu
as-salaamu ealayka ayyuhaan nabiyyu va raHmatullaahi va barakaaöuhu
as-salaamu ealaynaa va ealaay eibaadillaahi aS-SaliHiyna
aşhadu an laa ilaaha illaallaah va aşhadu anna muHammadin eabduhu va rasuvluhu
as-salaamu ealayka ayyuhaan nabiyyu va raHmatullaahi va barakaaöuhu
as-salaamu ealaynaa va ealaay eibaadillaahi aS-SaliHiyna
aşhadu an laa ilaaha illaallaah va aşhadu anna muHammadin eabduhu va rasuvluhu
Yaşattırma Allah'a
ve tapınma ve hoşluk
senin üzerine esenlik ey Peygamber
ve Allah’ın hoşgörüsü ve onun kutsaması
bizim üstümüze esenlik ve Allah'ın kulları doğruların üstüne
tanık oldum ki yoktur tanrı Allah'dan başka
ve tanık oldum Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna
ve tapınma ve hoşluk
senin üzerine esenlik ey Peygamber
ve Allah’ın hoşgörüsü ve onun kutsaması
bizim üstümüze esenlik ve Allah'ın kulları doğruların üstüne
tanık oldum ki yoktur tanrı Allah'dan başka
ve tanık oldum Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna
at-taHiyyaöu / li allaahi Allah'a(dır) (o) anışlar
(o) yaşattırmalar / için-Allah
h-y-y: yaşamak,deneyimlemek:E5:adeylem:taHiyya, taHiyyat çğl.:yaşattırmalar
h-y-y: yaşamak,deneyimlemek:E5:adeylem:taHiyya, taHiyyat çğl.:yaşattırmalar
ve / (o) saygı durma (adeylem) / ve (o) hoşluk
as-salaamu ealayka senin üzerine (o) esenlik
as-salaamu ealayka senin üzerine (o) esenlik
(o) esenlik / üstüne(-a, -e)-senin
ayyuhaa / an-nabiiyu ey Peygamber
ayyuhaa / an-nabiiyu ey Peygamber
ey / Peygamber
va / raHmaaö / allaahi / va barakaaöuhu ve Allah'ın hoşgörüsü ve onun kutsaması
ve / hoşgörü / Allah'ın / ve kutsama Onun
as-salaamu / ealaynaa bizim üstümüze (o) esenlik
va / raHmaaö / allaahi / va barakaaöuhu ve Allah'ın hoşgörüsü ve onun kutsaması
ve / hoşgörü / Allah'ın / ve kutsama Onun
as-salaamu / ealaynaa bizim üstümüze (o) esenlik
(o) esenlik / üstüne(-a, -e)-bizim
va / ealaayi / eibaadi / allaahi / aS-SaaliHiyna ve Allah'ın kulları doğruların üstüne
ve / üstüne (-a, -e) / kulların / Allah'ın / doğruların
eabd:kul, eibaad: kullar
ve / üstüne (-a, -e) / kulların / Allah'ın / doğruların
eabd:kul, eibaad: kullar
'aşhadu / an / laa / ilaaha / illaa / allaahu tanık oldum ki yoktur ilah Allah’dan başka
ş-h-d:E1:tanık olmak:1.eç:tanık oldum / ki / yoktur / tanrı / -den başka / Allah
şahida: tanıklık etmek şhadu:tanık
şahida: tanıklık etmek şhadu:tanık
va / 'aşhadu / anna / muHammadin / eabduhu / va / rasuuluhu ve tanık oldum Muhammed'in O'nun kulu ve O’nun elçisi olduğuna
ve / tanık oldum / –ğuna / Muhammed'in / kul Onun / ve / elçi Onun
allaahumma Salliy
Allahım yakarışım Muhammed’in üzerine ve Muhammed’in toplumu üzerine.
Nasıl yakarttın ise İbrahim üzerine ve İbrahim toplumu üzerine.
Aslında Sensin tanınan övülen.
allaahumma / Salliy Allah’ımız yakarışım
Allahımız / S-l-w:yakarışım, duam,
bkz 'muSallin'
Allahımız / S-l-w:yakarışım, duam,
bkz 'muSallin'
üstüne (-a, -e) / Muhammed'in
ve ealayi / aali / muHammedin ve Muhammed’in toplumu üzerine
ve üstüne (-a, -e) / toplumu (toplum, aile, halk, ümmet) / Muhammed'in
(al: aile, halkı) ümmet
belirli bir din etrafında toplana insan topluluğıu
kamaa / Sallayta nasıl yakarttın ise
nasıl (ne gibi... ise, nasıl ise) / S-l-w:E2,geçmiş zaman,etken:2te:yakarttın
ealayi / eibraahiyma İbrahim üzerine
üstüne (-a, -e) / İbrahim'i
ve ealayi / aali / eibraahiyma ve İbrahim toplumu üzerine
ve üstüne (-a, -e) / ailesi / İbrahim'e
'innaka / Hamiydun / maciydun aslında sensin tanınan övülen
aslında sensin, sana, senin / övgü sahibi / ün sahibi, tanınan
(hamiid övgüye değer, övgü sahibi)
(hamiid övgüye değer, övgü sahibi)
(maciid: tanınan,
bilinen, ünlü, şanlı)
allaahumma baarik
Allah'ımız parıltı Muhammed’in üstüne ve Muhammed’in toplumu üstüne,
nasıl kutsadın ise İbrahim'i ve İbrahim toplumunu
Aslında Sensin tanınan övülen.
Allahımız / b-r-k:parıltı
ealayi / muHammedin Muhammed’in
üstüne (-a, -e) / Muhammed'in
ve ealayi / aali / muHammedin
üstüne (-a, -e) / ailesi (aile, toplum, halk, ümmet) / Muhammed'in
kamaa / barakta nasıl kutsadın ise,
nasıl (ne gibi... ise, nasıl ise) / b-r-k:E1, geçmiş zaman, etken:kutsama:2te:kutsadın
ealayi / eibraahiyma İbrahim
üstüne (-a, -e) / İbrahim'i
ve ealayi / aali / eibraahiyma ve İbrahim ailesi üzerine
ve üstüne (-a, -e) / ailesi / İbrahim'i
'innaka / Hamiydun / maciydun aslında sensin tanınan övülen
aslında sensin, sana, senin / övgü sahibi / tanınan
No comments:
Post a Comment
Yorumlarınızı ve isteklerinizi buradan iletebilirsiniz.
Yada anlaveinan@gmail.com adresine gönderebilirsiniz. İletileriniz paylaşılmasını istemediğiniz durumlarda yayımlanmayacaktır.